13 Reasons Why, Jay Asher’in 2007 yılında yazdığı Türkçesi Ölmek İçin On Üç Sebep olan kitaptan uyarlanan ve 2017’de Netflix’te yayınlanmaya başlayan gençlik-drama dizisidir. Kitap birçok ödüle imza atmasının yanı sıra Temmuz 2011’de The New York Times’ın en çok satanlar listesinde bir numaraya yükselerek adından sıkça söz ettirmiştir. Böylece Netflix yapımcılarının dikkatini çekerek dijital platforma göz kırpmıştır. Diziyi spoilersız ve spoilerlı olarak incelediğimden spoiler kısımlarını açmadığınız sürece spoilersız bir inceleme sizleri bekliyor.
13 Reasons Why’ı ele alırken hiç düşünmeden ergen bir dizi demek çok yanlış bir yorum olur. Evet, dizi bir lisede geçen olayları anlatıyor, kadrosunda gençleri barındırıyor ama alt metni zengin olan bu dizi, yetişkin gözüyle izlenip dersler çıkarılması gereken bir dizidir. Bazı liselerde izlenmesi yasaklanan ve yayınladığı tarihte gündemi sıklıkla meşgul eden dizinin konusu ise oldukça ilgi çekici. Hannah Baker adında bir genç intihar ederek hayatına son veriyor ve ardından 13 kaset bırakıyor. (Korkmayın intihar etmesini söylemem bir spoiler değil çünkü bütün dizi bu konu üzerinden ilerliyor.) Bıraktığı bu kasetlerde hayatına son vermesine neden olan insanların ona yaptığı zorbalıkları anlatıyor ve her kaset bir olayı-kişiyi anlatıyor. Konunun daha iyi anlaşılması için sizi kasetin ilk cümleleriyle baş başa bırakıyorum.
Kasetlerin Başlangıcı
Merhaba, ben Hanna. Hanna Baker. Doğru duydun. Bunu hangi cihazdan dinliyorsan ayarlarıyla oynama. Benim, capcanlı ve stereo. Ne bir geri dönüş vaadi ne de bir talep ve bu kez kesinlikle bir rica da yok. Atıştırmalığını al, yerine yerleş. Çünkü birazdan sana hayat hikayemi anlatacağım. Kurallar gayet basit, sadece iki tane var. Birinci kural, dinle. İkinci kural, aktar. 13 tarafı da dinledikten sonra, çünkü her hikayenin 13 açısı vardır, kasetleri başa sar, kutuya geri koy ve bir sonraki kişiye aktar. Kuralları çiğneyecek olursan şunu bil ki kasetlerin kopyalarını yapıp güvendiğim bir insana teslim ettim. Bu paket her birinizin elinden geçmezse o kopyaları aleni bir şekilde duyuracak. Ne diyorsam onu yap. Ne fazla ne eksik. İzleniyorsun.
Tanıtım Başarısı
Dizinin tanıtımına ilk kez denk geldiğimde merak uyandıran bir dizi olduğunu düşündüm ve hemen fragmana baktım. Dizinin fragmanı da en az tanıtım videosu kadar beni heyecanlandırdı. 13 Reasons Why’ın bu kadar bilinmesinde Netflix’in uyguladığı tanıtım politikasının çok büyük bir payı olduğunu düşünüyorum. (Tanıtım videosu için buraya ve fragman için buraya tıklayabilirsiniz.) Sadece tanıtım değil, dizinin sürükleyici olması da diziye çabuk ısınmanızı sağlıyor. Dizi kasetlerdeki kişiler üzerinden ilerlediği için “Acaba hangi karakter ne yaptı?” diye merakla beklerken bölümler çok çabuk tükeniyor.
Dizide Amerikan kültürünü fazlaca görüyoruz ancak bu durum empati yapmamıza engel değil. Bazı olayları izledikçe kendimi “Bizim lisede de buna benzer bir olay olmuştu.” cümlesini çok sık kurarken buldum. Zorbalığa maruz kalıp sınıf, lise hatta şehir değiştiren insanlara hepimiz şahit olmuşuzdur. Böyle durumlarda her zaman o zorbalardan biri olmadığımız için kendimizi avuttuk ama bu bizim en büyük yanılgımızdı. Çünkü zorbalığa karşı sessiz kalmak aslında zorbalığın bir parçası olduğumuz anlamına geliyor. Bu yüzden bazen yapılan şakaların ne kadar ciddi sonuçlar doğurabileceğini aklımızdan çıkarmamalıyız ve sessiz kalarak bu zorbalığın bir parçası olmamalıyız.
İntihar Sahnesi Diziden Kaldırıldı mı?
Hannah Baker’in intihar sahnesinin gösterilmesi dizi üzerinden en çok tartışılan konu oldu. Bazıları bu sahnenin intihara özendirme olduğunu ve çocuklara kötü bir örnek olduğunu savunurken diğerleri ise tam aksine intiharın ne kadar yanlış bir eylem olduğunu göstererek insanları daha çok bilinçlendirdiğini savundu. Ne bu sahnenin ne de dizideki herhangi bir olayın intihara özendirdiği düşünmüyorum. Ancak intihar sahnesini izlemek beni çok etkiledi. Belki o sahne olmasaydı daha iyi olabilirdi diye düşünüyorum çünkü kaldırabilmesi kolay bir sahne değil. Zaten gelen eleştiriler yüzünden bazı ülkelerde o sahne kaldırılarak yayınlandığı haberlerini okumuştum. Bu yazıyı yazarken Netflix’i kontrol ettim ve dizinin Türkiye’deki versiyonunda o sahneyi kesmişler. Ama diğer ülkelerin hesaplarında durum nasıldır bilemiyorum. Sahne Youtube’da da bulunmuyor ancak merak edenler için video linkini ekleyeceğim. Ben ikinci kez izlemedim, size de tavsiye etmiyorum ancak izlemek tamamen sizin tercihiniz. (İntihar sahnesini izlemek için buraya tıklayabilirsiniz.)
Dizideki Hannah’ın hayatta olduğunu sahnelerle öldükten sonraki sahnelerin arasındaki geçişleri çok beğendim. Özellikle herhangi bir yazı yazmadan ayırt edilebilmesi için geçmişteki sahnelerin renklerinin daha canlı olması gayet mantıklı bir seçim olmuş. Aynı zamanda Hannah öldükten sonraki sahnelerde soluk renklerin tercih edilmesiyle ölümün soğuk yüzünü yansıtmaya çalıştıklarını düşünüyorum. Aşağıdaki resimlerde aradaki farklı çok net görebilirsiniz. Spoilerlı incelemeye geçmeden önce ekstra bir bilgi daha vermek istiyorum. Dizinin yapımcılığını Selena Gomez üstlendiğiden Selena Gomez şarkılarına duygusal sahnelerde ara ara denk geliyoruz. Kendi Youtube hesabında da dizideki sahnelerin olduğu Only You şarkısını yayınlamıştı. Klibi buraya tıklayarak izleyebilirsiniz.
Hazırsanız 1. ve 2. sezon hakkındaki spoilerlı incelemeyi, aynı zamanda kitap ile film arasındaki farkları SPOILER kısmında okuyabilirsiniz. Eğer SPOILER butonuna tıklamazsanız herhangi bir spoiler yemezsiniz.
[su_spoiler title=”SPOILER KISMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN” open=”no” style=”default” icon=”plus” anchor=”” class=””]
[/su_spoiler]
İkinci sezonun çekilmesinde ilk sezonun gördüğü ilginin büyük bir pay sahibi olduğunu düşünüyorum. İkinci sezon, ilk sezon gibi empati kurmamız için sosyal mesaj içeren sahneler sunmuş ancak dizi tek sezonda izleyicilere veda etseydi daha etkileyici olur muydu diye düşünmeden edemiyorum. Dizinin başında oyuncuların şiddet-taciz olayları hakkında bilgilendirme içeren konuşmalarını ve dünya çapında başlattıkları yardım sitesini (13reasonswhy.info) tebrik etmek gerekir. Ne olursa olsun bu denli bilgilendirmeye ve empati duygumuzu geliştirmeye çalışan 13 Reasons Why dizisinin birinci sezonu kesinlikle izlemeli. Yazıyı şu sıralar son bölümlerini yazmakta olduğum Mr. Nameless adlı romanımın ilk bölümden bir alıntıyla sonlandırmak istiyorum. “İntihar giden için değil geride kalanlar için ölümcüldür.” Bu söz aslında dizinin bize iki sezonda anlatmak istediğinin kısa bir özeti niteliğindedir.