Once Upon A Time in Hollywood, yönetmen ve senarist koltuğunda Quentin Tarantino’nun oturduğu kadrosunda Brad Pitt, Leonardo DiCaprio, Margot Robbie ve Al Pacino gibi yıldızları barındıran ABD yapımı bir filmdir. Film, istatistiklere göre ülkemizde en çok izlenen Tarantino filmi olmuştur. (Buraya tıklayarak listeye bakabilirsiniz.) Pulp Fuction(1995) ya da Kill Bill(2003) , günümüzdeki gibi sinemaya ilginin yoğun olduğu bir dönemde çıksaydı listenin aynı olamayacağını düşünüyorum. Ancak film sadece ülkemizde değil, ABD’deki gişede de ilk hafta sonunda 40.3 milyon dolar gelir elde ederek bu zamana kadarki en iyi Tarantino filmi açılışına imza atmıştır.
Quentin Tarantino Dokunuşu
Sayılardan konuşmaya başlamışken bir bilgi daha vermek istiyorum. Quentin Tarantino 10. filmini de çektikten sonra emekliliğe ayrılacağını duyurmuştu. Once Upon A Time in Hollywood, 9. filmi olduğu için bundan sonra çekeceği filmle birlikte kendisine veda edeceğiz. Bu yüzden bu filmi izlerken filmin tamamen keyfini çıkarmaya çalıştığım için daha çok keyif aldım. Filmi izleyenlerin yaptığı yorumlar çok keskin olduğu dikkatimi çekti. Bazıları filmi çok beğenirken bazıları ise hiç beğenmediğini dile getirmiş. Eğer daha önce herhangi bir Tarantino filmi izlememişseniz ve sadece afişe bakıp Brad Pitt ve Leonardo DiCaprio var kesin aksiyonun dibine vurmuşlardır diye filme giderseniz pek tatmin olacağınızı zannetmiyorum. Çünkü filmin aksiyonun ve kurgunun dinamik olarak işlendiği bir film olmayacağını bilmeniz gerekiyor.
Tarantino’nun filmini tek bir film ile anlamaya çalışmak doğru olmaz, onun çıktığı dönemi ve filmlerindeki sekansları iyi irdelemek gerekiyor. Örnek olarak, onun kadın ayağı tutkusu Brad Pitt’in araba ve Margot Robbie’nin sinema sahnesinde yine karşımıza çıkıyor. Brad Pitt’in yanındaki karakterin bunu yapmasının herhangi bir amacı yok ama yine de bize o sahneyi izletiyor çünkü yönetmen böyle olsun istiyor. Tek nedeni bu. Hazır araba sahnesi demişken, filmdeki 70’lerin arabalarını ve o sahnelerdeki çekimleri çok sevdim. Normalde araba tutkusu olan biri değilim ve bu sahnelerde aşırı sıkılırım ancak çekimler o kadar güzeldi ki kendinizi Brad Pitt’in araba sürüşünü nedensizce izlerken buluyorsunuz.
Sharon Tate Cinayeti
1969 yılında geçen film, Western filmleriyle yıldızı parlayan ama kariyeri düşüşe geçmekte olan Rick Dalton ile dublörü Cliff Booth’un hayatını bize anlatıyor. Aslında film, bu iki karakterin çevresinde geçen bir hikayeyi anlatıyormuş gibi gözükse de asıl amacı 70’li yıllarda gündemi sarsan Sharon Tate cinayetini anlatmaktadır. Tarantino’nun elli yıl önce yaşanmış bu olayı günümüzde pek popüler değilken anlatmak istemesi büyük cesaret.
Eğer bu cinayet hakkında pek bir bilgiye sahip değilseniz film sizin için biraz havada kalabilir. Sharon Tate cinayetini bilmeyenler için size biraz anlatayım. Tarihler 9 Ağustos 1969’u gösterdiğinde şöhret basamaklarını hızlı çıkmakta olan yönetmen Roman Polanski’nin evine 5 kişi girerek evde bulunan 4 kişinin ve Roman Polanski’nin eşi Sharon Tate’in hayatına son verirler. Bu vahşet bu kadarla da sınırlı kalmamıştır. Sharon Tate o zamanlar 8.5 aylık hamileydi ve bebeğinin yaşamasını istediğini söylemesine karşın onu 16 yerinden bıçakladıktan sonra karnından bebeğini söküp aldılar. Bununla da yetinmeyip, kanından duvara ‘pig’ (domuz) gibi yazılar yazdılar. Zaten “domuz” göndermesini filmde görüyoruz.
Charles Manson Kimdir?
Bu cinayetlerin arka planında 12 kişiyi öldürmekle suçlanan Charles Manson’ın olduğu ortaya çıkmıştı. Charles Manson, o zamanlar Amerika’yı kasıp kavuran Hippi akımından etkilenen kadınların aklına girerek birkaç cinayete daha neden olmuştur. Bu cinayet Amerika’da Hippi akımına olumsuz yönde bakılmasına neden oldu ve bunu Brad Pitt’in film boyunca bu akım ile ilgili olan sözlerinden de net bir şekilde anlıyoruz. ( Buraya tıklayarak Sharon Tate cinayeti hakkında daha detaylı bilgi edinebilirsiniz.) Charles Manson birçok filme konu olmasının yanı sıra son zamanlarda popüler olan Mindhunter dizisine de konu olmuştur. Charles Manson karakteri Once Upon A Time in Hollywood filminde de çok kısa gösterilmektedir ve bu karakteri de Mindhunter’da olduğu gibi Damon Herriman canlandırmaktadır. (Mindhunter, Charles Manson sahnesini buraya tıklayarak izleyebilirsiniz.)
Filmden Geriye Kalanlar
Tarantino yine her zaman yaptığı gibi geçmiş yıllardaki en güzel film sahnelerini ve müzikleri harmanlayarak kullanmış. Bize 70li yılları çok güzel anlatmış. O yılları resmen yaşıyorsunuz. İyi bir sinemacı olduğunu bir daha ispatlamış. Dikkatinizi çekerim sinemacı diyorum. Daha önce birkaç filmini izleyen biri filmi izlese direkt Tarantino filmi diyebileceği bir film olmuş. Kesin yargılar anlatmadığı için filmi her izleyen filme başka bir anlam yüklüyor. Yine sonradan çok değer kazanan bir film olacağını düşünüyorum. Zaten Tarantino’nun kendini seyirciye beğendirme derdi yok. Ne istiyorsa onu yapıyor ve bize izletiyor. Bir sahnede, Bruce Lee’yi Cliff Booth karakterine az kalsın dövdürüyordu. Senaryonun orijinalinde aslında karakter Bruce Lee’yi dövüyormuş ancak Brad Pitt bunun Lee’ye saygısızlık olacağını düşündüğü için sahnenin değişmesini istemiş. Böyle bir sahneye gerek var mıydı açıkçası büyük bir tartışma konusu…
Alfred Hitchcock tarzında birkaç sahneye de denk geliyoruz. Aslında hiç gerilim olmayan birkaç sahnede uzun bakışmalar ve müzik ile gerilim yaratarak aslında seyirci ile oynanıyor. Bu sahnelerde tuzağa düşenler arasında ben de varım. Rick Dalton’un film setindeki sahneleri bence çok keyifliydi. Filmin içinde film nasıl çekilir tarzındaki sahneleri her zaman sevmişimdir. Bu sahnelerde sinemadaki seyircilerin tepkileri de aşırı pozitifti. Bunda Leonardo DiCaprio’nun usta oyunculuğunun da payı çok büyük. Margot Robbie’yi de birçok sahnede görmemize rağmen diyalog olarak diğer karakterlere göre süresi çok daha azdı. Bu konuda da çok eleştiri alsa da Tarantino sessizliğini korurken Margot Robbie eleştirilere şu şekilde yanıt vermiştir. “Ekranda görüldüğüm zamanların Sharon’ı onurlandırmak için olduğunu düşünüyorum. Bence trajedi, saflığı kaybetmekle ilgiliydi. Konuşmadan da onun harika yönleri gösterilebilir.” Filmde Sharon karakterinin rol aldığı bir filmden sahne izlerken Margot Robbie’nin yeniden canlandırması yerine orijinal haline yer verilmiş. Ben de bunun Sharon’ı onurlandırmak için yapıldığını düşünüyorum.
Film En İyi Tarantino Filmi mi?
Film, Pulp Fuction seviyesinde miydi? diye soracak olursanız; o seviye Tarantino’nun en zirvede olduğu seviye ve bir daha o seviyede bir film izleyebileceğimizi sanmıyorum. Zaten artık geriye sadece bir film kaldı. Bazı sitelerde o kadar oyuncuyla ben de iyi film yaparım tarzında yorumlar okumuştum. Ama işte bu kadar kaliteli oyuncuyu bir araya getirmek için de Tarantino olmanız gerekiyor. Tarantino, Rick Dalton ile Cliff Booth karakterleri üzerinden Sharon Tate cinayetine alternatif bir bakış açısı getirerek bambaşka bir paralel evren yaratıyor. Filmin adının bu yüzden Once Upon A Time in Hollywood “Bir Zamanlar Hollywood’da” olduğunu düşünüyorum. Sinemada seyretmekten keyif alacağınız bir film, iyi seyirler!